23 Haziran 2019 Pazar

İSLAM TARİHİNDE İLK GIYABİ CENAZE NAMAZI VE MUHAMMED MURSİ


İSLAM TARİHİNDE İLK GIYABİ CENAZE NAMAZI VE MUHAMMED MURSİ

Müslümanlar bugün perişan bir durumda, itilip kakılıyor, horlanıyor ve hak ettikleri saygıyı göremiyorsa  bunun sebebi İslam dinini, dinimizin kitabını, Peygamberimizi ve Peygamberlerimizi gerçekten manada anlamamış olmamızdır.
“Müminler kardeştir” ayetini, sanki “Müminler birbirinin düşmandır” şeklinde algılayıp birbirimize öyle davranıyoruz.
Peygamberimizin (s.a.v.) in; “ İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız” hadisi şerifini ya ıskalıyoruz ya da görmezden geliyoruz..

İslam dini bir vefa, vicdan ve infak dinidir. Bu dine giren ve sahiplenenler de; asla vicdanlarının ve vefalarının üzerini, şahsi çıkarları ve nefsani davranışları ile kapatamazlar.

Geçelim İslam tarihinde kılınan ilk gıyabi cenaze namazına, Bu manada gerçekleştirilen  ilk namaz Necaşi Hazretlerinin namazıdır. Ve namazı kıldıran da Resulullah (s.a.v.)’nin kendisidir..
Necaşi Hazretleri vefat ettiğinde daha doğru bir ifade ile Hıristiyanlarca; “Neden Müslüman oldun ve Hz. Muhammed’e gidiyorsun” diye öldürüldüğünde, Resulullah (s.a.v.)  yanında bulunanlara şöyle dediği rivayet edilir.
-“Habeş’te kardeşiniz Necaşi Hakk’ın rahmetine kavuştu. Cenaze namazı kılınmalıdır” diyerek kendisi kıldırmıştır.
İşte bu bir büyük vefa örneğidir. Zira Necaşi  Hazretleri, henüz İslam’la müşerref olmadan, Peygamberinizin  gönderdiği Müslümanları  koruyup gözetmiş, onları düşmanlarına teslim etmemiş ve onlara asla ihanet etmemiştir.
Bu güzel davranışının neticesinde de İslam ile şereflenmiş, Peygamberimizin; “Kardeşiniz” hitabına mazhar olmuş ve Allah katındaki yerini almıştır.

Bu gün yukarıda bahsettiğimiz Müslümanların içerisinde bulunduğu durum dolayıyla  bazı kimseler Peygamberimizin bir uygulaması olan  ‘’Gıyabi Cenaze Namazı ‘’  ve bunun Mısır’ın haksız yere görevinden alınan seçilmiş Cumhurbaşkanına uygulamasına olur olmaz  ifadelerle karşı çıkmakta, daha da ileri giderek haddi aşmaktadırlar.
Böyle bir uygulama neden Muhammed Mursi’ye uygulanmıştır? Uygulama neden Türkiye’de yapılmıştır?
- “Kuran bizim anayasamızdır, Resul bizim liderimizdir, Cihad bizim yolumuzdur...” diyen
Muhammed Mursi’dir
-Mısır’da meşru demokratik seçimle iktidara gelen ve milletinin teveccühüne mazhar olan ilk Devlet Başkanı Muhammed Mursi’dir.
-Kendisi  emperyalist dış güçler, onların içerideki işbirlikçilerine, ülkedeki hainlere karşı son nefesine kadar direnmiş, boyun eğmemiş, teklif edilen her türlü menfaati elinin tersi ile itmiştir. Bu davranışı ile hem ülkesinin hem de kendisinin şerefini ve onurunu  korumuştur.
-Kendisine karşı düzenlenen darbenin akabinde haksız, hukuksuz olarak yargılanmış ve yargılandığı mahkeme salonunda şaibeli bir şekilde  şehit edilerek hayatını kaybetmiştir.
-Mısır yönetimi cenazesini hem ailesinden hem de halkından kaçırarak, açıklanmayan bir yerde, içeriği belli olmayan  şekilde defnetmiştir. Kısacası ölüsünden bile korkulmuştur.
-İşte bütün bunlar Muhammed Mursi’nin hak etmediği şeylerdi. Dolaysıyla bunları bertaraf etme ve Ümmet adına hakkının teslimi için gıyabında İslami usul ve esaslar çerçevesinde  Cenaze namazı kılınması ve dini vecibelerin yerine getirilmesinden daha doğru ne olabilir ki?
-İslam ülkelerinin içinde bulunduğu vahim durumda bu uygulamanın Ülkemizde yapılması da  ailesine, Mısırdaki  sevenlerine ve Ümmete karşı vefanın gereğidir. Ayrıca iki ülke arasında Muhammed Mursi zamanında başlatılan yakınlaşma, yönetimler arasındaki işbirliğinin de sonucudur.
-Mısır gibi Ülkemizde de darbeler konusunda yaşanmışlıklar, açılmış ve onarılmaz yaralar söz konusudur. Bu uygulama aynı zamanda darbelerin arkasındaki güçlere İslam ve Ümmet adına verilmiş en güzel cevaptır.    


Din İşleri Yüksek Kurulunun Gıyabı Cenaze Namazı  Görüşü:
Aslolan, namazının kılınabilmesi için cenazenin hazır bulunmasıdır. Bununla birlikte hazır olmayan cenaze için de namaz kılınabilir. Nitekim Resûlullah (s.a.s.), Habeş Kralı Necâşî’nin vefatını haber vermiş, sonra da onun cenaze namazını kıldırmak üzere cemaatin önüne geçmiş, ashab da arkasında saf tutmuştur (Buhârî, Cenâiz, 55; Müslim, Cenâiz, 63). Olayda hazır bulunan Câbir b. Abdullah (r.a.) şöyle demiştir: “Resûlullah (s.a.s.), Necâşî’nin (gıyabında) cenaze namazını kıldırdı. Ben de ikinci yahut üçüncü saftaydım.” (Buhârî, Cenâiz, 54)
Yine, Resûlullah’ın (s.a.s.) Uhud şehitleri (Buhârî, Cenâiz, 73) ve kendisine haber verilmeden defnedilen cenazeler için de gıyabi cenaze namazı kıldığı bilinmektedir (Buhârî, Cenâiz, 56).

 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder