İSLAM TARİHİNDE İLK GIYABİ
CENAZE NAMAZI VE MUHAMMED MURSİ
Müslümanlar bugün perişan bir durumda, itilip kakılıyor,
horlanıyor ve hak ettikleri saygıyı göremiyorsa
bunun sebebi İslam dinini, dinimizin kitabını, Peygamberimizi ve
Peygamberlerimizi gerçekten manada anlamamış olmamızdır.
“Müminler kardeştir” ayetini, sanki “Müminler birbirinin
düşmandır” şeklinde algılayıp birbirimize öyle davranıyoruz.
Peygamberimizin (s.a.v.) in; “ İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız” hadisi şerifini ya ıskalıyoruz ya da görmezden geliyoruz..
İslam dini bir vefa, vicdan ve infak dinidir. Bu dine giren ve sahiplenenler de; asla vicdanlarının ve vefalarının üzerini, şahsi çıkarları ve nefsani davranışları ile kapatamazlar.
Peygamberimizin (s.a.v.) in; “ İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız” hadisi şerifini ya ıskalıyoruz ya da görmezden geliyoruz..
İslam dini bir vefa, vicdan ve infak dinidir. Bu dine giren ve sahiplenenler de; asla vicdanlarının ve vefalarının üzerini, şahsi çıkarları ve nefsani davranışları ile kapatamazlar.
Geçelim İslam tarihinde kılınan ilk gıyabi cenaze namazına, Bu manada gerçekleştirilen ilk namaz Necaşi Hazretlerinin namazıdır. Ve namazı kıldıran da Resulullah (s.a.v.)’nin kendisidir..
Necaşi Hazretleri vefat ettiğinde daha doğru bir ifade ile Hıristiyanlarca; “Neden Müslüman oldun ve Hz. Muhammed’e gidiyorsun” diye öldürüldüğünde, Resulullah (s.a.v.) yanında bulunanlara şöyle dediği rivayet edilir.
-“Habeş’te kardeşiniz Necaşi Hakk’ın rahmetine kavuştu. Cenaze namazı kılınmalıdır” diyerek kendisi kıldırmıştır.
İşte bu bir büyük vefa örneğidir. Zira Necaşi Hazretleri, henüz İslam’la müşerref olmadan, Peygamberinizin gönderdiği Müslümanları koruyup gözetmiş, onları düşmanlarına teslim etmemiş ve onlara asla ihanet etmemiştir.
Bu güzel davranışının neticesinde de İslam ile şereflenmiş, Peygamberimizin; “Kardeşiniz” hitabına mazhar olmuş ve Allah katındaki yerini almıştır.
Bu gün yukarıda bahsettiğimiz Müslümanların içerisinde bulunduğu durum dolayıyla bazı kimseler Peygamberimizin bir uygulaması olan ‘’Gıyabi Cenaze Namazı ‘’ ve bunun Mısır’ın haksız yere görevinden alınan seçilmiş Cumhurbaşkanına uygulamasına olur olmaz ifadelerle karşı çıkmakta, daha da ileri giderek haddi aşmaktadırlar.
Böyle bir uygulama neden Muhammed Mursi’ye uygulanmıştır?
Uygulama neden Türkiye’de yapılmıştır?
- “Kuran bizim anayasamızdır, Resul bizim liderimizdir, Cihad
bizim yolumuzdur...” diyen
Muhammed Mursi’dir
Muhammed Mursi’dir
-Mısır’da meşru demokratik
seçimle iktidara gelen ve milletinin teveccühüne mazhar olan ilk Devlet Başkanı
Muhammed Mursi’dir.
-Kendisi emperyalist dış güçler, onların içerideki
işbirlikçilerine, ülkedeki hainlere karşı son nefesine kadar direnmiş, boyun
eğmemiş, teklif edilen her türlü menfaati elinin tersi ile itmiştir. Bu
davranışı ile hem ülkesinin hem de kendisinin şerefini ve onurunu korumuştur.
-Kendisine karşı düzenlenen
darbenin akabinde haksız, hukuksuz olarak yargılanmış ve yargılandığı mahkeme
salonunda şaibeli bir şekilde şehit
edilerek hayatını kaybetmiştir.
-Mısır yönetimi cenazesini hem
ailesinden hem de halkından kaçırarak, açıklanmayan bir yerde, içeriği belli
olmayan şekilde defnetmiştir. Kısacası ölüsünden
bile korkulmuştur.
-İşte bütün bunlar Muhammed
Mursi’nin hak etmediği şeylerdi. Dolaysıyla bunları bertaraf etme ve Ümmet
adına hakkının teslimi için gıyabında İslami usul ve esaslar çerçevesinde Cenaze namazı kılınması ve dini vecibelerin
yerine getirilmesinden daha doğru ne olabilir ki?
-İslam ülkelerinin içinde bulunduğu
vahim durumda bu uygulamanın Ülkemizde yapılması da ailesine, Mısırdaki sevenlerine ve Ümmete karşı vefanın
gereğidir. Ayrıca iki ülke arasında Muhammed Mursi zamanında başlatılan
yakınlaşma, yönetimler arasındaki işbirliğinin de sonucudur.
-Mısır gibi Ülkemizde de darbeler
konusunda yaşanmışlıklar, açılmış ve onarılmaz yaralar söz konusudur. Bu
uygulama aynı zamanda darbelerin arkasındaki güçlere İslam ve Ümmet adına
verilmiş en güzel cevaptır.
Din İşleri Yüksek
Kurulunun Gıyabı Cenaze Namazı Görüşü:
Aslolan, namazının
kılınabilmesi için cenazenin hazır bulunmasıdır. Bununla birlikte hazır olmayan
cenaze için de namaz kılınabilir. Nitekim Resûlullah (s.a.s.), Habeş Kralı
Necâşî’nin vefatını haber vermiş, sonra da onun cenaze namazını kıldırmak üzere
cemaatin önüne geçmiş, ashab da arkasında saf tutmuştur (Buhârî, Cenâiz, 55;
Müslim, Cenâiz, 63). Olayda hazır bulunan Câbir b. Abdullah (r.a.) şöyle
demiştir: “Resûlullah (s.a.s.), Necâşî’nin (gıyabında) cenaze namazını
kıldırdı. Ben de ikinci yahut üçüncü saftaydım.” (Buhârî, Cenâiz, 54)
Yine, Resûlullah’ın (s.a.s.) Uhud şehitleri (Buhârî, Cenâiz, 73) ve kendisine haber verilmeden defnedilen cenazeler için de gıyabi cenaze namazı kıldığı bilinmektedir (Buhârî, Cenâiz, 56).
Yine, Resûlullah’ın (s.a.s.) Uhud şehitleri (Buhârî, Cenâiz, 73) ve kendisine haber verilmeden defnedilen cenazeler için de gıyabi cenaze namazı kıldığı bilinmektedir (Buhârî, Cenâiz, 56).