22 Şubat 2015 Pazar

BİR KRİZİN KISA ANATOMİSİ



BİR KRİZİN KISA ANATOMİSİ

Günümüz iktidarını eleştirenlere, bu olayları yaşayanlara, yaşı müsait olmayıp yaşayamayanlara ve konu ile herhangi bilgi sahibi olmayanlara sadece hatırlatma babında….
Bugün 21 şubat günü ve gecesi başlayan ekonomik krizin 14 ‘üncü sene-i devriyesidir.
Türkiye ekonomisinin yaşadığı en büyük krizlerden biri olan Şubat 2001 Krizi, birinci kısmı Kasım 1999 ‘da yaşanan krizinin devamıdır. İlginç olan ise krizin başlangıcıdır. Kriz 19 Şubat 2001 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer’in Dönemin başbakanı merhum  Bülent Ecevit’e Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sırasında   anayasa kitap kitapçığı fırlatması ve bunun başbakan tarafından mızıkçı bir çocuk gibi bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklamasıyla başlamıştır. Bu başlangıç bir kaosa dönüşmüş ve tüm ülkeyi etkilemiştir.
Hala daha etkileri devam etmekte olan bu krizde neler yaşanmış kısa başlıklarla görelim.  
-Türkiye ekonomisi krizin yaşandığı 2001 yılını  % -6 büyüme ile kapatmıştır.
-Eflasyon % 70 olarak geçekleşmiştir.
-İş çevrelerinde büyük kayıplar yaşanmış, binlerce esnaf ,iş adamı iflas etmiş veya işyerlerini kapatmıştır. ( Not:Şirketlerin % 8’ i, işyerlerinin ise % 23’ü kapanmıştır.)
-Yüzbinlerce insan işini kaybetmiş ve işsiz kalmıştır.(Not-1: Kriz öncesi 2000 yılında nüfusumuz 68 milyon iken işsiz sayısı  1,450.000 kişi iken, krizden sonra işsiz sayısı 2001 yılı sonunda 1,900,000 kişiye 2002 yılı sonunda ise 2,400,000 kişiye ulaşmıştır. Not-2: 2014 yılı sonu itibariyle nüfusumuz  yaklaşık 78 milyon olup işsiz sayısı 3.000.000 kişidir.)
-  22 banka batmıştır.Otoritelerce  2001 krizinde  ve sonrasında batan bankaların devlete (Kamu bankaları hariç) 60 milyar dolara mal olduğunu hesaplamışlardır. (Not: TMSF bu paranın şimdiye kadar yaklaşık 20 milyar dolarını tahsil etmiş, 40 milyar dolar hala kayıp durumdadır.)
­-Gecelik faiz oranı % 7.500’lere kadar çıkmıştır.
-Yapılan devalüasyonla TL bir gecede % 40 değer kaybetmiştir.
-Türkiye’de yaşayan halk bir gecede %60 fakirleşirken, krizin galipleri olan faiz ve döviz baroları aynı oranda zenginleşmiştir.
-Devlet tahvil ve bonolarının bileşik faizi %100’ün üzerine çıkmıştır.
-Cari açık 2001 yılında planlananın 3 katına çıkmıştır.
-Bankaların açık pozisyonları  2001 yılında planlananın 10 katına ulaşmıştır.
-Amerikan dolarının  o dönemdeki kuru bir gecede (19 şubatı 20 şubata bağlayan gece) 684,000.-TL’den 960,000.-TL’ ye çıkmıştır. (Not: rakamlar paradan altı sıfır atılmadan önceki rakamlardır.)
-T.C. Merkez bankası 20-21 şubat’ta bankalara  kur 960,000.-TL olmasına rağmen 684,000.-TL’ den yaklaşık 5 milyar dolar satmıştır. (Not-1: bugün faiz ve döviz lobisinin yanında duran bankamız o günde aynı güçlerin yanındaydı. Not-2: Merkez bankasınca satılan dövizin yaklaşık 3,5 milyar dolarlık kısmını yabancı ortaklı bankalar satın almıştır.)
-Türkiye Cumhuriyeti ileri sürülen tüm şartları kabul ederek IMF ile stand-by anlaşması yapmak zorunda kaldı. (Not-1: Türkiye IMF ile toplam 19 kez anlaşma imzlayarak bu alandaki dünya rekorunun da sahibidir. Not-2: Bu anlaşmaların hiç biri Türkiye ekonomisi için çare olamamıştır.)
-Yurtdışından İthal Kemal Derviş İMF’deki görevinden ayrılarak 3/Mart/2001 tarihinde Başbakan Bülent Ecevit tarafından Ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak atanmış ve IMF ile görüşmeler başta olmak üzere Türkiye ekonomisinin bütün dizginlerini ele almıştır.
- Borsa endeksi bir günde %20 değer kaybetmiştir.
-Türkiye’ye gelen yabancı fonların büyük bir kısmı ülkemizden ayrılmıştır.
-Döviz kredisi kullanan vatandaşlarımız yıllarca sürecek dövizzadeler sedromu yaşamıştır.
-Çek, senet,kredi kartı, kredi ödemeleri tarihin en kötü dönemini yaşamıştır.
-Kardeşin kardeşe bile borç vermede imtina ettiği bir dönem başlamıştır.
.....................................
Ve
-Olayların sosyal boyutunda intihar, boşanmalar, yaşadığı şehri-ülkeyi terketmeler v.s. gibi travmalar meydana getirmiştir.  
Allah bu ülkeye böyle şeyler bir daha yaşatmasın…AMİN

UNUTMA…UNUTTURMA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder