10 Kasım 2013 Pazar

İBRETLİK BİR HİKAYE



İBRETLİK BİR HİKAYE
Çok bilinen ve anlatılan bir hikaye...
Ama anlam yüklü...
Günün birinde Gazneli Mahmud Han maiyetindekilerle birlikte ava çıkar. Av sırasına bir ceylanın peşine takılıp yolunu kaybeder ve maiyetindeki insanlardan ayrı düşer. Zar zor kendini çevrede bulunan bir köye atar. Çok az insanın yaşadığı köyde kendine yardım edecek birini ararken karşısına AYAZ çıkar. Avaz kim olduğunu bilmediği misafirini  buyur eder.Yorgun ve bitkin düşen SULTAN MAHMUT HAN "Biraz su!" der... AYAZ "Hiç merak etmeyin!" dese de su bir türlü gelmek bilmez. Bu arada SULTAN, AVAZ’a arka arkaya bir takım sorular sorar. AYAZ ise bu sorulara mümkün olduğu kadar zamandan da kazanarak ve uzun uzun cevaplar verir.

SULTAN suyun geciktiğini görünce "Yahu bu su nereden geliyor!" diye AYAZ’ a çıkışsa da AYAZ her defasında bahanelerle durumu geçiştirmeyi becerir.

Çok zeki ve akıllı olan AYAZ misafirinden izin isteyerek yanından ayrılır. Elinde bir tas su ile geri döner ve kendi eliyle doldurduğu suyu SULTAN’ a uzatır. Tam SULTAN suyu içerken de "TERLİYDİNİZ! ÜŞÜTÜP HASTA OLMAYIN DİYE SUYU SİZE GEÇ VERDİM " der. Bu cevaba şaşıran ve çok beğenen SULTAN, kendini AYAZ'a tanıtır ve sarayına almak istediğini söyler. Evde yalnız olan AYAZ, bu konuda babasına danışmasının daha doğru olacağını ve evde olmayan babasının gelmesini beklemeleri gerektiğini SULTAN’ a söyler. Birlikte beklerler, bir süre sonra da baba eve döner. SULTAN’ la tanışma faslından sonra oğul babadan istenir ve izin alınır. Bu arada SULTAN’ın maiyetindekiler de köye ulaşır, Hep birlikte saraya dönerler.   

Bir bardak su AYAZ'ı saraylı yapmış ve  hayatını değiştirmiştir. SULTAN, köyde bulduğu AYAZ'a  rüyasında bile göremeyeceği pahalı hediyeler, değerli kumaşlar ve bir de saray da görev verir. Çok zeki ve akıllı olan AYAZ’ da zaman içinde kendini gösterir, üçüncü, ikinci derken, BAŞVEZİR olur. Baş vezir olunca da SULTAN ona bir saray hediye eder. Bu kadar büyük başarı cezasız kalmazdı! Sarayda, AYAZ karşıtları hemen harekete geçer. Fakat onu iyi tanımadıkları için nereden vuracaklarını bilmezler!

İçlerinden biri "Her akşam kendi yaptırdığı kulübeye gidiyor! Kesinlikle hazineden aldığı Altınları,elmasları oraya gömüyor! Yoksa SULTAN'ın ona verdiği saraya gitmeden oraya uğramasının başka bir manası olamaz!" der.

Böylesine parlak bir fikir hemen hayat bulur. AYAZ karşıtları gidip olan biteni SULTAN'a anlatır.Elini çenesine dayayarak bir süre düşünen SULTAN "BENİM DEĞER VERDİĞİM, ÖZEL SOHBET ETTİĞİM,DEVLETİN HAZİNESİNİN ANAHTARLARINI SUNDUĞUM KİŞİ BUNLARI YAPIYORSA, KIRIN O KULÜBENİN KAPISINI VE İÇERİSİNDEN ÇIKAN HER ŞEYİ ARANIZDA PAYLAŞIN!" emrini verir.

AYAZ karşıtı meraklı grup gecenin olmasıyla birlikte kapısında kocaman bir kilit bulunan kulübenin önüne gelir, içerisi boştur.Çok zor olsa da kilit büyük uğraş sonucu kırılır. İçeri girilir, ama ortada gözle görülür bir şey yoktur.Kazma kürek getirip bütün çevre kazılır.
Vurulan her kazma umutları yavaş yavaş tüketir. Çünkü ortada ne bir tek elmas ne de bir altın vardır.

Büyük hayal kırıklığı yaşayan karşıtlar saraya dönerek SULTAN'ın huzuruna çıkar! "Hata etmişiz! Ortada ne elmas ne de altın var! Bizi affedin" ricasında bulunur.

Gülümsediğini etrafına belli etmeyen SULTAN, AYAZ’ı çağırtıp olanları anlatır!
Çok şaşıran AYAZ "Yanlış anlamışlar" der!
Bunun üzerine SULTAN "BUNLARIN CEZASINI SEN VER!" diye teklifte bulunur!
Mahcup ve akıllı vezir, "SİZ VARKEN BUNA BEN KARAR VEREMEM!" der!
SULTAN son sözünü söylemeden "SAHİ YAHU SEN HER GECE O KULÜBEYE NEDEN GİDİYORSUN Kİ?" diye AYAZ’a sorar...
AYAZ, kendisini çekemeyen karşıtlarına da ders olacak şu cevabı verir: " BEN ASLIMI UNUTMAMAK İÇİN O KULÜBEYE HER GECE UĞRARIM. ORADA SİZİN BENİ BULDUĞUNUZ KÖYÜMDEN GETİRDİĞİM BİR ÇARIK İLE BİR KOYUN POSTUNU DUVARA ASTIM. ANAMI,BABAMI,ASLIMI UNUTMUYORUM! BU DA BENİM SINAVIM!.."

Gözleri dolan SULTAN " NE CEZA VERELİM?" gibi bir bakış atınca, akıllı vezir "ÖZÜR BAZEN HER ŞEYDİR!" diyerek kendisini düşman bilenlere ikinci dersi verir!

Geçmişten gelen AYAZ ile SULTAN'ın hikayeleri ünlüdür!
Bu hikayelerden gün de yarın da çıkarılacak dersler vardır!
ASLINI UNUTMAMAK bunların başında gelir!
SİZ, SİZ OLUN, ASLINIZI UNUTMAYIN!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder