HAC
Allâhü Teâlâ Hz. Âdem’e (a.s.): “Ey Âdem! Benim için yeryüzünde,
gökteki Beyt’imin hizâsında bir Beyt yap ki melekler Arş’ımın etrafında tavâf
ettikleri gibi, sen ve çocukların da onun etrafında tavaf ederek bana ibâdet
ediniz.” buyurdu.
Âdem Aleyhisselâm Mekke’ye gidip Beytullâh’ı inşa etti. Sonra
Cenâb-ı Hakk’a şöyle yalvardı: “Yâ Rabbi! Şüphesiz her çalışanın bir ücreti
vardır, benim de bir ücretim vardır.” Allâhü Teâlâ da: “Evet, vardır. Dile
benden ne dilersen.” buyurdu.
Hz. Âdem: “Yâ Rabbi! Beni tekrar
cennete gönder.” dedi. Allâhü Teâlâ: “Bu, senin için (âhirette)
gerçekleşecektir.” buyurdu. Hz. Âdem: “Yâ Rabbi! Ben hatalarımı itiraf ettiğim
gibi, zürriyetimden günahlarını itiraf edip sana yalvararak bu Beyt’i
(Ka’be’yi) tavaf edenleri de affetmeni istiyorum.” dedi. Cenâb-ı Allah: “Ey
Âdem! Ben seni affettim. Senin zürriyetinden, bu Beyt’i ziyâret edip
günahlarından tevbe edenleri de affettim.” buyurdu.
Nûh Tufanı’ndan İbrahim (a.s.)
zamanına kadar Ka’be-i Muazzama’nın yeri belirsiz kaldı. Allâhü Teâlâ, Hz.
İbrahim’e, Ka’be’yi inşâ ve insanları hacca davet etmesini emir buyurdu.
İbrahim (a.s.) “Ya Rabbi! Buna
sesim yetmez.” dedi. Hz. Allah: “Sen davet et, duyurmak bize âittir.” buyurdu.
Bunun üzerine Hz. İbrahim, Makâm-ı İbrahim’in üzerine çıkıp baktı ve bütün
yeryüzünü, dağları, taşları, ovaları, kara ve denizleri, insan ve cinleri ile
beraber hepsini gözü önünde toplanmış gördü. İki parmağını kulaklarına koyarak
doğuya, batıya, şimal ve cenûba (kuzey ve güneye) doğru dönerek şöyle seslendi:
“Ey insanlar! Beytü’l-Atîk’i
(Ka’be’yi) ziyâret etmek sizlere farz kılındı, Rabb’inizin dâvetine icâbet
edin, gelin.”
İbrahim (a.s.) zamanından
günümüze kadar haccetmeye muvaffak olanlar, İbrahim (a.s.)’ın dâvetine “Lebbeyk
Lebbeyk!” diyenlerdir.
Bir kimse o vakit İbrahim
Aleyhisselâm’ın davetine kaç kere “Lebbeyk” diyerek cevap vermişse o kadar
haccetmek nasib olur. (Lebbeyk: ‘Emrine âmâdeyim’ demektir.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder