19 Temmuz 2018 Perşembe

FATİH VE İKİ PAPAZ

FATİH VE İKİ PAPAZ

Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya’ya gelip, bunlara (Bizans halkına) “korkmayınız size hiç zarar verilmeyecektir. Herkes inanç ve ticaretinde serbesttir” deyince, Bizanslılar Fatih’in ellerine sarılıp, ayaklarına kapandılar... Fatih bu insanlara, din büyüklerinin nerede olduğunu sordu... Onlar da Patrik Gennadios’un, bugünkü Zeyrek tarafında bir manastırda hapiste olduğunu bildirdi. Sultan emredip, Gennadios’u getirtti. Ve huzuruna çıkarılınca, “Bundan böyle Ortodoksların Patriki sensin. Bunların din işleriyle meşgul olacaksın” diyerek eline “Patriklik işareti” olan bir de “asa” verdi. Ona Vezirlere (bakan) eş bir makam ile, Hazineden yüksek maaş bağladı. Gennadios, birkaç papazın da Animas zindanlarında bulunduğunu arzetti. 

Bunun üzerine o papazlar da kurtarıldı. Sultan Mehmet, yeni gelen bu iki papaza sordu: “Neden zindana atıldınız?” Papazlar da “İmparator Kostantin bize Bizans’ın istikbali hakkında sorular sordu. Biz “Bu ahlaksızlık ve adaletsizlik devam ederse, çok sürmez Türkler burayı alır” dedik. 
İmparator bizlere pek kızdı. Süresiz olarak zindana attırdı. Senelerdir hapisteyiz” dedi. 

Fatih, papazlara “Peki benim İstanbul’u aldığımı biliyorsunuz. Bu İstanbul Türklerin elinde ne kadar kalır?” diye sordu. Papazlar Fatih’e “Efendim sizin idare tarzınızı ve adaletinizi tanımıyoruz. Şimdi bir karar verirsek yanlış olur. Bize izin verin bir müddet insanlarınızı ve idarenizi, memleketi gezip görelim size arz ederiz” dediler. 

İzin verildi. Papazlar ülkeyi gezmeye çıktılar. Yolları Bursa’ya düştü. Orada bir mahkemeye vardılar. “Türklerin adalet dağıtımı nasıl?” diye merak ediyorlardı. Mahkeme kapalı idi. Kapıda bir köylü, hakimi bekliyordu. Hakim gelmedi. Böylece üç gün, köylü mahkemeye gelip eli boş döndü. Dördüncü gün hakim (Kadı) gelmişti. Köylü davasını hakime anlattı: Komşum filan kimse, haksız yere öküzümü öldürdü. Ödemesini istiyorum deyince, hakim köylüye “Evladım benim hastam vardı. Üç gündür izinli idim. Bugün izinim bitti. Ancak sen üç gün önce öküzünün parasını almalıydın. Bu benim suçum. Öküzünün parasını benim ödemem lazım” diyerek köylünün parasını ödedi. Papazlar şaşırıp kaldılar. Yeter göreceğimizi gördük diyerek İstanbul’a geri döndüler. 

Fatih’e rapor verdiler: “Türkler, bugünkü gibi adil ve müşfik davranırsa, İstanbul kıyamete kadar elinizden çıkmaz. Adaleti bıraktığınızda, sizin de elinizden çıkar” dediler.

Fatih vezirine dönüp “Lala, görüyorsun! Bu söz haklı. Ferman edelim ki hiçbir devlet adamı halka zulmetmeye!” dedi.

Yukarıdaki haklı tespitin içinde, cildlerle kitabı dolduracak kadar manalar gizlidir...

16 Temmuz 2018 Pazartesi

HAC


HAC

Allâhü Teâlâ Hz. Âdem’e (a.s.): “Ey Âdem! Benim için yeryüzünde, gökteki Beyt’imin hizâsında bir Beyt yap ki melekler Arş’ımın etrafında tavâf ettikleri gibi, sen ve çocukların da onun etrafında tavaf ederek bana ibâdet ediniz.” buyurdu.
Âdem Aleyhisselâm Mekke’ye gidip Beytullâh’ı inşa etti. Sonra Cenâb-ı Hakk’a şöyle yalvardı: “Yâ Rabbi! Şüphesiz her çalışanın bir ücreti vardır, benim de bir ücretim vardır.” Allâhü Teâlâ da: “Evet, vardır. Dile benden ne dilersen.” buyurdu.
Hz. Âdem: “Yâ Rabbi! Beni tekrar cennete gönder.” dedi. Allâhü Teâlâ: “Bu, senin için (âhirette) gerçekleşecektir.” buyurdu. Hz. Âdem: “Yâ Rabbi! Ben hatalarımı itiraf ettiğim gibi, zürriyetimden günahlarını itiraf edip sana yalvararak bu Beyt’i (Ka’be’yi) tavaf edenleri de affetmeni istiyorum.” dedi. Cenâb-ı Allah: “Ey Âdem! Ben seni affettim. Senin zürriyetinden, bu Beyt’i ziyâret edip günahlarından tevbe edenleri de affettim.” buyurdu.
Nûh Tufanı’ndan İbrahim (a.s.) zamanına kadar Ka’be-i Muazzama’nın yeri belirsiz kaldı. Allâhü Teâlâ, Hz. İbrahim’e, Ka’be’yi inşâ ve insanları hacca davet etmesini emir buyurdu.
İbrahim (a.s.) “Ya Rabbi! Buna sesim yetmez.” dedi. Hz. Allah: “Sen davet et, duyurmak bize âittir.” buyurdu. Bunun üzerine Hz. İbrahim, Makâm-ı İbrahim’in üzerine çıkıp baktı ve bütün yeryüzünü, dağları, taşları, ovaları, kara ve denizleri, insan ve cinleri ile beraber hepsini gözü önünde toplanmış gördü. İki parmağını kulaklarına koyarak doğuya, batıya, şimal ve cenûba (kuzey ve güneye) doğru dönerek şöyle seslendi:
“Ey insanlar! Beytü’l-Atîk’i (Ka’be’yi) ziyâret etmek sizlere farz kılındı, Rabb’inizin dâvetine icâbet edin, gelin.”
İbrahim (a.s.) zamanından günümüze kadar haccetmeye muvaffak olanlar, İbrahim (a.s.)’ın dâvetine “Lebbeyk Lebbeyk!” diyenlerdir.
Bir kimse o vakit İbrahim Aleyhisselâm’ın davetine kaç kere “Lebbeyk” diyerek cevap vermişse o kadar haccetmek nasib olur. (Lebbeyk: ‘Emrine âmâdeyim’ demektir.)


BİR DERVİŞTEN NASİHATLER


BİR DERVİŞTEN NASİHATLER 

Emanete.......... İhanet etmeyin...
Hâlinizden......... Şikâyet etmeyin
Büyüğünüze...... Emretmeyin…
Boş şeylerde..... Israr etmeyin...
Nefesinizi.......... Boşa tüketmeyin…
İnsanları........... Bekletmeyin…
Etrafınızı........... Kirletmeyin…
Hayatınızı.......... Mahvetmeyin…
Kimseye............ Minnet etmeyin.
İnsanları............Yüzüne karşı methetmeyin…
Kimseye............ Küfretmeyin...
Kötülüğe........... Meyil etmeyin…
Malınızı............. Boşa sarf etmeyin…
Sırrınızı............. Açık etmeyin…
Her Şeyi............ Merak etmeyin…
Suçunuzu.......... İnkar etmeyin…
Şerefinizi........... Kaybetmeyin..
Vatanınızı.......... terk etmeyin...
İyiliğe ................niyet edin...
Büyüklere ..........hürmet edin...
Sıkıntıya .............sabredin...
Aza ....................kanaat edin...
Sözünüzde .........sebat edin...
Bildiğinizle ............amel edin...
Hatanızı ...............kabul edin...
Yaramaz ...............ise def edin...
Varken ...................tasarruf edin...
Âlimlerle ...............sohbet edin...
Nefsinizle ..............inat edin...
Sofranıza ..............davet edin...
Zararlıysa ..............men edin...
Seviyorsanız ..........ifade edin...
Kalpleri ..................fethedin...
Misafire .................ikram edin...
Muhtaca ................yardım edin...
Bilseniz de .............istişare edin...
Tehlikeye ................dikkat edin
Hakkı .....................teslim edin...
Unutacaksanız ........kaydedin...
Esirgemeyin .............lütfedin...
Gariplere ................merhamet edin...
Kazanmaya ............gayret edin...
Çalışanı ................takdir edin...
Başarıyı ................tebrik edin...
Mazereti ...............kabul edin...
Her an ..................tevekkül edin...
Hastaları ..............ziyaret edin...
Çocuğunuzu .........terbiye edin...
Herkese ...............tebessüm edin...
Güvenseniz de ........kontrol edin...
İnanmayana ............ispat edin...
Fakirleri ....................gözetin...
Hayır için ..................sarf edin...
Formun Üstü