AFRİN OPERASYONUNDA
TÜRKİYE YERDEN GÖĞE KADAR HAKLIDIR.
2000 yılların başına
kadar dağlarda olan ve büyük kayıplar veren ve bitme noktasına gelen PKK silahla bir yere varılamayacağı anlamıştı. Bu
dönemde Türk devleti de tamamen iyi niyetle şefkat yanını göstererek ‘eve dönüş’ yasası ‘’çözüm süreci ile
örgüt mensuplarını topluma kazandırmak, ülkede barış ve huzurun tesisi için koca
koca adımlar atmıştı. Ülke ve millet üzerinde oyun oynayan iç ve dış güçler bu
hamleleri de boşa çıkarmış terör örgütünü
yeniden yapılandırılarak / güçlendirerek
doğu ve güney doğu da ‘’şehir yapılanması’’
ile ortaya çıkartmıştır. Devlet bu kez tam tersine sert yönünü ortaya koyarak,
yaptığı operasyonlarla örgütü yeniden bitirme noktasına getirmiştir.
Ülke içinde 40 yıla
yakın süreçte istenilen neticeyi almayı başaramayan iç ve dış güçler, bir kere
de şanslarını sınır ötesinde denemeye karar vermişlerdir. Başta sözde stratejik
ortağımız ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğerleri sınır ötesinde verdiği destek ve
silahlar ile bu eli kanlı, bebek katili örgüte, PYD, YPG, DEAŞ gibi örgütleri
de katarak yeniden, daha büyük ve daha güçlü bir yapılanma oluşturuldu. Bu yapılanma bu kez öyle bir güce ulaştırıldı ki neredeyse
küçük bir ordu kadar silah ve elemana sahip oldu. Sayının 30 binlere vardığı
tahmin edilmektedir.
Bu gücün oluşmasını sağlayan başta ABD olmak üzere diğerleri, önceleri bu tür faaliyetleri gizli bir şekilde organize eder ve piyonları sahneye sürerlerdi. Muhataplarda yapılanları sineye çekerlerdi. Bu defa apaçık bir şekilde yapılan faaliyetin vahametini anlayan Türkiye ileride katlanacağı faturanın ne kadar büyük olacağını tahmin ettiğinden bütün riskleri göz önüne alarak operasyonu başlatmış ve dünya kamuoyuna haklı gerekçelerini ortaya koyarak, karşı koyan kim olursa olsun tanımayacağını deklare etmiştir. Bu cumhuriyet tarihinde askeri anlamda şimdiye kadar atılmış en büyük ve cüretkar adımdır. Aksi halde oluşturulan güç kendi halinde bırakılmış olsaydı, tasmalarını elinde tutanların ülke millet için neler yapacaklarını, nerede duracaklarını kestirmek mümkün değildi. Bu nedenle yılanın başını küçükken ezmek şart olmuştu. Buda yapılan operasyonun yerden göğe kadar haklı bir operasyon olduğunun en sağlam kanıtıdır.
Ülke ve millet olarak haklı bir harekatın içindeyiz. Bu harekatı; haksız gösterecek, devletimizi ve silahlı kuvvetlerimizi suçlayacak, hadsız ve haksız isnatlarda bulunanlar olacaktır. Daha da vahimi teröristlere sahip çıkanlar da olacaktır. Bunları yapanlar ülke içinde ise kesinlikle vatan ve millet hainidir. Bedelleri mutlaka hukuk çerçevesinde ödetilmelidir.. Dışardakiler ise üstlendikleri misyonun gereğini yaptıkları için devletimiz bunlara uluslararası teamüller gereği yapması gerekenleri yapacaktır.
Bu harekat bir partinin, bir liderin, bir kesimin harekatı değildir. Kısaca harekat bir partiye, bir lidere ve bir kesime asla indirgenmemelidir. Bu şekilde düşünenleri var olduğu ülkemizde, böyle düşünenler bilmelidir ki; hepimiz aynı gemideyiz, bu gemiye gelecek herhangi bir zarardan hepimiz etkileniriz ve zarar görürüz. Onun için yapılan harekat top yekün Türk devleti, milleti ve TSK’nin harekatı olarak görülmeli ve desteklenmelidir. Vesselam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder