AHDE VEFA
Derler ki :
-“Ey halife, bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü.
Ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.”
Bu söz üzerine Hz.Ömer suçlanan gence dönerek :
– Söyledikleri doğru mu? diye sorar ,
Suçlanan genç der ki :
– Evet doğru.
Bu söz üzerine Hz Ömer;
– Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar:
Bunun üzerine genç anlatmaya başlar, der ki :
– “Ben bulunduğum kasabada hali vakti yerinde olan bir
insanım. Ailemle beraber gezmeye çıktık, kader bizi arkadaşların bulunduğu yere
getirdi. Affedersiniz hayvanlarımın arasında bir güzel atım var ki dönen bir
defa daha bakıyor, hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve
koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hışımla çıktı, atıma
bir taş, attı atım oracıkta öldü. Nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş
attım, babası öldü. Kaçmak istedim fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan
ibaret.”
Bu söz üzerine Hz Ömer:
– “Söyleyecek bir şey yok, bu suçun cezası idam. Madem
suçunu da kabul ettin” dedi.
Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:
– “Efendim bir özrüm var” diyerek konuşmaya başlar; “Ben
memleketinde zengin bir insanım, babam rahmetli olmadan bana epey bir altın
bıraktı. Gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım. Şimdi siz
bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettiğiniz için Allah(c.c.)(cc)
indinde sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime
teslim eder gelirim, bu üç gün içinde yerime birini bulurum” der.
Hz. Ömer dayanamaz der ki :
– “Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalır
ki?!”
Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar, der ki:
– “Bu zat benim yerime kalır.”… O zat Hz. Peygamber
Efendimizin (sav) en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken
Cennet’le müjdelenen Amr İbn-i As’ dan başkası değildir.
Hz.Ömer, Amr’a dönerek,
– “Ey Amr, delikanlıyı duydun” der.
O yüce sahabi:
– “Evet, ben kefilim” der ve genç adam serbest bırakılır.
Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir
haber yoktur. Medine’nin ileri gelenleri Hz. Ömer’e çıkarak gencin
gelmeyeceğini, dolayısıyla Amr Ibn-i As’a verilecek idam cezası yerine,
maktulün diyetini vermeyi teklif ederler; fakat gençler razı olmaz ve
“babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz” derler.
Hz. Ömer kendinden beklenen cevabı verir. Der ki :
“Bu kefil babam olsa farketmez cezayı infaz ederim.”
Hz Amr Ibn-i As ise tam bir teslimiyet içerisinde der ki :
– “Biz de sözümüzün arkasındayız.”
Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların
arasından genç görünür.
Hz. Ömer gence dönerek der ki:
– Evladım gelmeme gibi önemli bir nedenin vardı, neden
geldin?”
Genç vakurla başını kaldırır ve (günümüz insanı için pek de
önemli olmayan):
– “AHDE VEFASIZLIK ETTİ” demeyesiniz diye geldim der.
Hz.Ömer başını bu defa çevirir ve Amr Ibn-i As’a der ki:
– “Ey Amr, sen bu delikanlıyı tanımıyorsun. Nasıl oldu da
onun yerine kefil oldun?”
Amr Ibn-i As (Allah(c.c.) kendisinden ebediyyen razı olsun),
vakurla kanımızı donduracak bir cevap verir,
– “Bu kadar insanın içerisinden beni seçti. “INSANLIK ÖLDÜ ”
dedirtmemek için kabul ettim” der.
Sıra gençlere gelir, derler ki :
– “Biz bu davadan vazgeçiyoruz.”
Bu sözün üzerine Hz Ömer ra. :
-“Ne oldu, biraz evvel “babamızın kanı yerde kalmasın”
diyordunuz ne oldu da vaz geçiyorsunuz?” der.
Gençlerin cevabı da dehşetlidir :
-“MERHAMETLİ İNSAN KALMADI” DEMEYESİNİZ DİYE …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder