1 Ekim 2016 Cumartesi

1438 HİCRİ YILINIZ KUTLU OLSUN




1438 HİCRİ YILINIZ KUTLU OLSUN.
İnsanlığıın tüm yönleriyle cehalet içinde olduğu bir zaman diliminde ‘Alemlere Rahmet Olarak ‘ gönderilen  Son İslam Peygamberi; İnsanlara maddi-manevi saadetin,refahın, mutluluğun,hürriyet ve özgürlüğün Allah’a karşı olan kullulk vazifelerinin yerine getirilmesiyle olacağını ortaya koymuş, İnsana ‘Eşref-i Mahlukat’ olma değerini  vererek İslam Medeniyeti’nin değişmez temellerini atmıştır.
İslam Medeniyeti, ‘Oku’ ilahi buyruğu ile başlayan kitap ehli bir medeniyettir.
İslam medeniyeti, İnsanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran medeniyetin adıdır.
İnsanlık bugün yakaladığı medeniyet sevisini, bütün insanlığı kucaklayan İslam Dini’ne borçludur.
Adalet, Adil paylaşım, İnsan haklarına riayet, Hürriyet ve Özgürlük, Ahlak, İlmi teşvik İslam’dadır. İslam’dan uzaklaşıldığı takdirde neler olabileceğini bugün başta İslam ülkeleri ve dünyanın diğer bölgelerinde yaşananlar çerçevesinde görmek mümkündür.
Yarın 02/10/2016 tarihi itibarı ile idrak edeceğimiz 1438 Hicri yılbaşı, Miladı takvime göre 622 senesinde Hz. Muhammet (s.a.v.) ve etrafındaki müslümanlara   putperestlerin Mekke ve çevresinde hayat hakkı  tanımamaları üzerine Medine’ye hicret  etmelerinin başlangıcıdır. Hicri yılın ilk ayı olan muharrem ayı ise Peygamber Efendimizin “Allah’ın ayı” diye nitelediği aydır. Muharrem ayı, insanlık ve İslam tarihi açısından da  önemli bir zaman dilimidir.
Her Hicri Yıl’ın başlangıcı ve  Muharrem ayı bize şunları hatırlatıyor:
-Peygamber Efendimiz ve Ashab-ı Kiramın inançları uğruna Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye yaptıkları zorlu ve ulvî hicreti…
- Hz. Ömer döneminde 1 Muharrem’in  hicrî yılbaşı olarak kabul edilişi…
-Peygamber Efendimiz (s.a.v), Muharrem ayında tutulan  tutulan orucun Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç olduğunu …
-Aşure gününü….
- Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. İbrahim (a.s)’ın, Hz. Musa (a.s)’ın Allah’ın dinini  yüceltmek ve insanlığı kurtarmak adına yaptıkları yolculukları…
- 10 Muharremle birlikte Hz. Hüseyin’in haksızlıklar karşısındaki direnişini…
- Nuh tufanının bitişi…
-Ateşin  Hz. İbrahim’i yakmayışını…
-,Denizin Hz. Musa’ya yol vermesini…
- Bunlar inananların yüreğini serinleten bayram günleri gibi anılırken Kerbela, boğazlarımıza düğümlenip kalan hüznümüz  olmuştur.  Hz. Hüseyin’in Hicrî 10 Muharrem 61 yılında hakkı ayakta tutmak için yaptığı Kûfe hicreti, Kerbela’da vahim bir şekilde engellenmiş ve Allah Rasülü’nün “cennet gençlerinin efendisi” diye sevip kokladığı torunu, çoğu ehl-i beyitten yetmişten fazla masum insanla birlikte şehadet şerbetini içmiştir. Bu elim hadise, bütün Müslümanları derinden yaralamış, bugün matem ve yas günü olarak anılır olmuştur.
Ancak biz Müslümanlara yaraları sarmak, acıları dindirmek, geleceğe bakmak yaraşır. Geçmişte yaşadığımız ortak acılarımız bugünün ayrışma noktaları olmamalı. Müslümanlar olarak günümüzde her zamankinden daha fazla sevgiye, birliğe, kardeşliğe ve dayanışmaya ihtiyacımız vardır.
Bu duygu ve düşüncelerle başta Seyyid-i şüheda İmam Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle anıyor, ehl-i beyt-i Mustafa’yı saygı ile selamlıyor, asırlardan beri Hz. Peygamber ve ehl-i beyt sevgisi etrafında kenetlenen milletimizin  barış, huzur, güven, karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde yaşamalarını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

Alem-i İslam’ın Hicri Yeni Yılı’nı tebrik ederken, yaklaşık 15 asırdır İnsanlığa yüksek medeniyetler kurarak hizmet etmiş ve kıyamete dek hizmet edecek olan İslam Dini’nin bir mensubu ve bu dinin peygamberi Hz. Muhammet’in ümmeti olarak, size diyorum ki; Hicret’in ışığında  Rahmet peygamberinin bize miras bıraktığı dini, bıraktığı yerden dünya ve ahretimiz için yeniden keşfedelim, anlayalım ve yaşayalım.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder