KUT-ÜL AMARE… UNUTTURULAN ZAFER
29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı Ordusunun Irak’ın Kut
bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferidir. Kutul Amare’de 13
bin 300 İngiliz askeri ile 13 general 481 subay esir alınmış ve 40 bini aşkın
İngiliz askeri etkisiz hale getirilmiştir.
Osmanlı
Ordusunun Birinci Dünya Savaşı’nda çarpıştığı cephelerden biri, İngilizlere
karşı oluşturulan Irak cephesidir. Osmanlı dönemi kaynaklarında Irak-ı Arap
olarak adlandırılan bölge, Dicle, Fırat havzasında tarihteki Mezopotamya’yı
(Verimli Hilal) içine alır ve Basra Körfezi’ne kadar uzanır.
Irak
petrollerini ele geçirmeyi amaçlayan İngilizler, 6 Kasım 1914 tarihinde Basra
Körfezinden Şattülarap ağzındaki Fav mevkiine asker çıkararak saldırıya
geçmişler, ilerleyen zamalarda saldırılarını kuzeye doğru genişletmişlerdir.
İngilizler, 3 Haziran 1915 tarihinde Kut’ül-Amare’yi, Temmuz ayı sonlarına
doğru da Nasıriye’yi işgal etmişlerdir. 23 Kasım 1915’de ileri harekata geçen
Türk kuvvetleri, General Townshend komutasındaki İngiliz ordusunu geri
püskürterek Kut-ül Amare’de çember içerisine almayı başarmışlardır. Kut’ül-Amare’yi
savunan General Townshend, 29 Nisan 1916 tarihinde teslim olmak zorunda bırakılmıştır.Türkler,
Kut’ül-Amare’de İngilizlerden başta Tümen Komutanı General Townshend olmak
üzere toplam 13 general, 481 subay ve 13.300 askeri esir almışlardır.
Tarihe Kut-ül
Amare zaferi olarak geçen savaşlar sırasında İngilizler 40 bin kayıp ve esir
verirken Türk birlikleri ise 25 bin askerini kaybetti. Kut-ül Amare savaşı
sırasında Türk birlikleri sınırlı sayıda uçakla önemli görevler yaptı. Keşif
görevleri yapan Türk uçakları bir taraftan da düşman hedeflerini bombardıman tuttu.
26 Nisan 1916’da Kut-ül Amare’deki İngiliz kuvvetlerine erzak yardımına çalışan
bir İngiliz uçağı da Türk avcı uçağı tarafından düşürüldü.
Ancak
kazanılan bu tarihi zafere rağmen savaşın genelinde mağlup olan Türk ordusu,
takviye edilen İngilizlerin bölgeyi Şubat 1917’de işgal etmesine engel olamadı.
Irak’ın güneyine 1914 sonlarında çıkarma yapan İngilizler, ancak Mart 1917’de
Bağdat’a ulaşarak kenti işgal etti.
Kut’ül-Amare
Zaferi, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun zor şartlar ve
imkansızlıklar içerisinde, Çanakkale’den sonra kazandığı ve bir İngiliz
tümeninin bütün personeli ile birlikte esir alındığı eşsiz bir zaferdir. Halil
Paşa, Kut’ül-Amare zaferinden sonra Altıncı Ordu’ya yayınladığı mesajında şöyle
demiştir:
“Arslanlar!
Bütün
Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli
semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak
alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.
Ordum gerek
Kut karşısında ve gerekse Kut’u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay
ve 10.000 erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut’ta 13 general,
481 subay ve 13.300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya
gelen İngiliz kuvvetleri de 30.000 zayiat vererek geri dönmüşlerdir.
Şu iki farka
bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu
olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır.
Bize ikiyüz seneden beri tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren
Cenab-ı Allah'a hamdü şükür eylerim. Allah'ın azametine bakınız ki, binbeşyüz
senelik İngiliz Devleti'nin tarihine bu vakayı ilk defa yazdıran Türk süngüsü
oldu. İki senedir devam eden Cihan harbi böyle parlak bir vaka daha
göstermemiştir.
İşte Türk
sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi
burada görüyoruz.
Bugüne KUT BAYRAMI namını veriyorum.
Ordumun her ferdi, her sene bu günü tesit ederken şehitlerimize yasinler,
tebarekeler, fatihalar okusunlar. Sühedamız, hayatı ulviyatta, semevatta kızıl
kanlarla uçuşurken, gazilerimiz de gelecekteki zaferlerimize gözcü
olsunlar."
Mirliva Halil
Altıncı Ordu Komutanı
29-Nisan-1916-Bağdat
HALİL PAŞA’YA RÜŞVET TEKLİFİ
Savaşın en önemli gelişmelerinden biride,22
Nisan 1916 günü İngiliz birliklerinin General Tawshend komutasında 5 bin
kişilik bir birlikle hücuma geçmeleridir. Sonuç alınmıyan bu hücumdan İngilizler
3 bin ölü vererek geri çekilmişlerdir. Başka çarelerinin kalmadığını gören İngilizler son bir hamle
yaparak Hali Paşa'ya rüşvet teklif ederek kuşatmanın kaldırılmasını talep
etmişlerdir.Halil Paşa bu tarihi teklife şu anlamı cevabı vermiştir:
"Baltacı devirleri geride
kaldı!"
Biçare İngilizler 29 Nisan 1916 günü
Osmanlı ordusuna teslim olmuşlardır.
Avustralyalı
araştırmacı Dr. Gaston Bodart tarafından Kut’ül-Amare Zaferi, “İngiliz
prestijinin Birinci Dünya Savaşı’nda yediği en büyük darbe olarak
yorumlanmaktadır.”
İngiliz tarihçisi James Morris,
Kut'un kaybını "Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı
teslimi" olarak tanımlamıştır. Bu yenilgi İngiliz basınında ve kamuoyunda
çok büyük bir infial uyandırdı. Bunun üzerine General Lake ve General Gorringe
İngiliz ordusunda görevlerinden alınmış ve yerlerine General Maude
getirilmiştir.
Bu çarpışmaların askeri tarih
açısından bir başka önemi de bilinen ilk
havadan ikmal denemesini
İngiliz ordusunun Kut'taki birliklerini ikmal için 26 gün boyunca Dicle'deki
Ora Üssü'nden 3 adet Short 184 tipi 225 beygirlik deniz uçakları ile bu
kuşatma sırasında gerçekleştirmiş olmalarıdır.
Ancak bu çaba yeterli olmamış
ve sonucu değiştirmemiştir. Halil
Paşa Kut'ül
Amare zaferine istinaden Kut soyadını almıştır.
Osmanlı
Devleti’nin son zaferi olarak da tarihe geçen Kut’ül-Amare uzun yıllar bayram olarak kutlanmıştır. Ancak
Türkiye’nin NATO’ya üyeliğiyle birlikte, 1952’de İngilizlerin isteğiyle eğitim
müfredatlarından çıkarılmış, bayram olarak kutlanmaktan vazgeçilmiştir.